“Kırıldığında insanlarla arana mesafe koymak gerekir.
Hissediyorlarsa yanına geleceklerdir.
Gelmiyorlarsa doğru mesafeyi buldun demektir.”
Bu söz, insan ilişkilerindeki bağların samimiyetini ve gerçekliğini sorgulatan derin bir anlam taşır. Hayat boyunca herkes bir şekilde kırılır, incinir ya da hayal kırıklığı yaşar. Bu tür anlarda insan, içgüdüsel olarak kendini geri çekmek, biraz olsun uzaklaşmak ister. Çünkü yara aldığımızda, duygusal olarak toparlanmak için bir alana, bir nefes boşluğuna ihtiyaç duyarız.
Bu mesafe, aslında bir sınav gibidir. Kimler gerçekten senin varlığını hissediyor, kimler seni sadece yakınken hatırlıyor? Eğer bir insan, senin o sessizliğini, geri çekilmişliğini fark ediyor ve seni anlamak için yanına geliyorsa; işte o kişi gerçekten seninle bağ kurmuş demektir. Kalpten kalbe bir yol vardır çünkü. Mesafeye rağmen o yolu bulanlar, hayatımızda kalması gerekenlerdir.
Ancak bazıları da vardır ki, sen sessiz kaldığında, ortadan çekildiğinde, yokluğunu bile fark etmez. Arayıp sormaz, merak etmez. O zaman anlarsın ki, aslında senin kurduğun mesafe değil, onların zaten orada olmamışlığıdır.
Bu söz, hem kendini korumanın hem de gerçek dostluğu ayırt etmenin zarif bir yoludur. Her uzaklaşma bir kayıp değil, bazen bir arınmadır. Kimlerin gerçekten seninle olduğunu görmek, kimi geride bırakman gerektiğini anlaman için bir fırsattır.
DevamiHakime Gulsum